Yayın Balığı (Silurus glanis ) ve Avcılığı
YAYIN BALIKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ
Vücut yapıları uzun ve az kısa, genelde yuvarlakça,silindirik ve kalın yapılıdırlar, yılan balığına benzer terleri bulunur. Vücutları genel olarak pulsuz ve bazılarında pula benzeyen kemiğimsi sert plakalar bulunur.
Bazı terlerde uzun bazılarında kısa 1 - 4 çift bıyık vardır. Bıyık yayınların en belirgin özelliklerinden biridir. İngilizce Catfish (Kedi balığı) olan adını uzun bıyıklara sahip olmasından almıştır. Ağızda sıralar halinde dizilmiş ince pek çok diş bulunur. Beslenme alışkanlıkları türe göre farklılık gösterir. Bazı türleri bitkisel gıdalar, bazıları ise canlı balıklarla beslenir. Genel olarak dip balıklarıdırlar ve su dibinde yaşar. Su sıcaklığı 20-30 oC arasında iyi gelişir.
Yayın Balığı; Göllerin ve durgun akan nehirlerin en önemli balıklarındandır.
Denize bağlantısı olan az tuzlu kıyı göllerinde bile rahatlıkla yaşarlar (Büyük ve Küçük Çekmece'de olduğu gibi). Ülkemizde Avrupa yayın balığı yada bayağı yayın balığı (Silurus glanis) ve mezopotamya yayın balığı (Silurus triostegus) olmak üzere iki tür bulunur.
AVRUPA YAYIN BALIĞI (Siluris glanis)
3 metre boy ve 300 kilogram ağırlığa ulaşabilen, eti kılçıksız ve çok lezzetli, ticari değeri yüksek bir balıktır. Yayın balığı uzun ömürlüdür. 100 sene kadar yaşayabilir.
Oksijensizliğe dayanıklıdır. Ilık su balığı olmasına rağmen düşük sıcaklıklarda da hızlı gelişir. Genellikle 2 yılda 0,5- 1,4 kilograma ulaşır. Orta Avrupa havuz koşullarında 3 yılda 2-4 kilograma gelebilmektedir ki bu ağırlıklarda sofralık balık olarak değerlendirilir. Hastalıklara karşı dayanıklıdır. Avrupa yayın balığı yapay yemlere alışabilir ve 2 - 2,2 kg. kuru yemle 1 kg. ağırlık artışı sağlanabilmektedir. Sürü halinde dolaşmaz, sakin sulardan hoşlanır. Gün boyunca yatağında saklanır ve gece olunca sığ kesimlerde avlanır. Su sıcaklığının azaldığı dönemlerde, çukur kısımlarda kışı geçirir.
Saldırgan bir balıktır. çoğunlukla balıkla beslenir. Genç devresinde küçük su hayvanlarını ve karada yaşayıp suya giren her türlü canlıyı yem olarak tüketir. Soğuk mevsimlerin başlamasıyla yem alımı durur, derin yerlere gider.
Doğal üreme için su sıcaklığının 15-20 oC olduğu mayıs-haziran da derinliği 1 metreden az olan sığ bitkilerle kaplı yerleri tercih eder. Bu yerlerde bitkiler üzerine açık sarı renkte ve yapışkan olan yumurtalarını bırakır.
Yayın balıkları üreme yerlerine bir erkek ve bir dişi olarak gelir ve yumurtalar kısım kısım basit yuvalara yumurtlanır. Yumurtaların çapı 3 mm. civarındadır. Erkek balıklar yumurtaları larvalar çıkıncaya kadar korur. Yumurtanın açılımı ortalama 2,5 günde olmakla birlikte su sıcaklığı düşükse bir haftaya kadar uzayabilir. Larvalar yumurtadan çıktıktan sonra 4-5 gün boyunca besin keseleriyle beslenir. Daha sonra serbest olarak dış beslenmeye başlar.
Erkekler 2-3 yılda (1-2 kg.) dişiler 3-4 yaşında cinsi olgunluğa gelirler.
Üreme döneminden önce erkek ve dişiyi birbirinden ayırt etmek oldukça zordur. Üreme safhasının hemen öncesi dişilerin karınlarının şiş olmasıyla cinsiyet ayrımı daha kolay olur.
Kesin bir ayrım için yayın balıkların karın kısmı ayrım yapacak kişiye dönük tutulur. Erkek-dişi ayrımı cinsiyet açıklığının arkasındaki deri çıkıntısına bakılarak yapılır. Bu deri çıkıntısı erkekte daha keskin ve lekeli, dişide ise oval ve daha az beneklidir. Ayrıca büyük balıklarda kafa ve çene köşeliliği diğer bir tanıma özelliğidir. Erkeğin kafası dişininkinden daha köşelidir.
Yayın; benzeyen başka türlerin (kara balık vs) bulunması nedeniyle Avrupa yayın balığı veya bayağı (adi) yayın balığı olarak ta isimlendirilir. Siluridae familyasından olup Avrupa'nın ikinci büyük tatlı su balığıdır. Yassı ve geniş kafası, geniş ağzı, dudaklarından sarkan iki uzun bıyığı ve çenesinden sarkan daha kısa dört bıyığı, kuyruğuna kadar uzanan alt-yüzgeci ve kafasının yakınında bulunan küçücük bir sırt-yüzgeci vardır. Yayın balığı çok iyi duyma kabiliyetine sahiptir. 80-100 yaşına kadar yaşayabilir.
Yayın balığının dişisi kilo başına 30.000 yumurta üretir. Erkek balık, yavrular yumurtalardan çıkana kadar yuvayı korur, bu süre, suyun sıcaklığına göre üç ila on gün arasında değişir.
Yayın balığı büyük, ılık gölleri ve derin, yavaş akan ırmakları tercih eder. Su akıntılarının oluşturduğu mağaralarda ve suya batmış ağaçların yanında barınmayı sever.
Alt dudağın üsttekinden daha öne çıkık durmasından da anlaşılacağı gibi, suyun ortasında ve suyun dibinde beslenir. Suni göllerde de üretilen yayın balığı yenilen bir balıktır. Ama yaşlı balıkların eti tatlı olmadığı için belli bir yaşa kadar yenilmesi gerekir; ozaman tadı dana etini andırır.
Yayın balıkları kuzey hariç Avrupa'nın her yerinde bulunur. Türkiye'de de büyük ırmaklarda ve baraj göllerinde bulunur. Fırat ve Dicle Irmaklarının dışında kalan akarsu ve göllerde yayılmıştır. 3 metreye varan uzunluğu ve 150 kiloya varan ağırlığı ile, mersin balığından sonra Avrupa'nın ikinci büyük balığıdır. Ama bu büyüklüğe ulaşan yayın balıkları çok nadirdir, son yüz yıl içinde, bu büyüklükte balık yakaladığını söyleyenlerin inandırıcı kanıtları yoktur. En son inandırıcı kanıtlar 19. yüzyıldan kalmadır. Yayın balığı ortalama 1,30 - 1,60 metre boyundadır. Bazen iki metreden daha büyüğünü yakalamak da mümkündür. Yakın zamanda yakalanan en büyük yayın balıkları Po ırmağında yakalanan 2,78 metre boyunda ve 144 kilo ağırlığında, Almanya'da yakalanan 2,49 metre boyunda ve 89 kilo ağırlığındaki yayınlardır. Fransa, İspanya ve Yunanistan'da da yaklaşık bu büyüklüklerde yayınlar yakalanmıştır.
Yayın balığı genellikle balıkla beslenir, ama solucan, sülük, böcek ve yengeç de yer. Belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra, kurbağa, fare, sıçan, ördek ve su kıyısında yaşayan kuş türleriyle de beslenir.
Yayın balığı efsaneleri
*1985 yılında iki Yugoslav balıkçı, Tuna Nehrinde balığa çıkarlar. Oltalarına takılan dev yayın balığı onları tekneleri ile birlikte Tuna nehrinin akıntısına karşı 20 kilometre çeker. Nihayet yorulan balığı bir traktörün yardımıyla karaya çekerler; balık 3,5 metre boyunda ve 300 kilo ağırlığındadır.
*Orta Çağdan kalma belgelere göre, yayın balıklarının suya giren küçük çocukları yedikleri olmuştur.
Kanıtlanmış olaylar
*2003 senesinde Almanya'da yaşlı bir kadının köpeği serinlemek için suya girdiğinde, suyun yüzeyinde büyük bir ağız belirir ve köpek bu ağzın içinde kaybolur. Haber Almanya'da bütün gazetelerde ve televizyonlarda yer alır. Alman medyası bu yayın balığına Yakob adını verir.
*Rusyada görev yapmış birinin aktardığına göre bu zamama yakalanan en büyük yayın balığı bir rus köylüsü tarafından ağ ile yakalanmış ve traktör yardımı ile karaya çıkarılabilmiştir. boyu 5.19 mt ağırlığı 321 kg.
MEZOPOTAMYA YAYIN BALIĞI (Silurus triostegus)
Siluridae familyasından bir yayın balığı türü. Mezopotamya bölgesinde, yani Suriye, Irak, Iran ve Türkiyede bulunur. Mezopotamya yayınların üreme zamanları mayıs, haziran ve temmuz aylarındadır.
AVCILIĞI
Çocukluğumuzda Çarşamba (Yeşilırmak) ta yayın avlarken, kendi kendine çözülen oltalar kullanırdık.
Bu oltaların ucuna kocaman bir kurbağa, her biri bir karış boyunda 5-6 adet solucan yada kerevit taktıktan sonra ırmağa atar tüm gece boyu kamp ateşi kenarında bekler, sabah gider oltalardan balıkları alırdık.
Çalışma prensibini göstermek bakımından aşağıdaki çizim fikir verecektir.
Yayın balığı avını; saatler boyu sabır, bir anlık heyecan ve devasa bir ödül olarak tanımlayabiliriz.
Yayın balığı, sürat yapması için yaratılmamış olduğundan, kah gezerek, kah bekleyerek, bıyıkları ile yoklayarak yiyecek arar. Bu arada dipte ölü veya ağır hareket eden canlılar da Yayın balığının besinini oluştururlar. Ancak kimi yörelerde "Tabak" veya "Tabak midyesi" olarak adlandırılan çiftkabuklu, Yayın balığının ana menüsünü oluşturmaktadır. Bunun yanısıra, kan sülüğü, kurbağa ve özellikle sümüklüböcek de, vazgeçemediği besinlerdendir.
Yayın balığı, su sıcaklığının 6-8ºC altına düşmesi ile aktivitesini çok azaltır. En aktif olduğu dönem, 14-18ºC arası su sıcaklığının oluştuğu dönemdir. Daha yüksek sıcaklıklarda da, aktivasyonu göreceli olarak düşer.
Bilinenin aksine, gece ve gündüz beslenmesinde bir fark olmaz. Kısaca gece veya gündüz avcılığı arasında fark yoktur. Ancak, karanlık ve sakin gecelerde bıyıkları vasıtası ile hissedebildiği için, diğer canlılar açısından büyük tehlike oluşturur, bunu bilen Yayın balığı bu tip gecelerde hacim olarak daha fazla besin almaya gayret eder.
Ancak kanıma göre avcı, Yayın balığının daha az av bulabildiği gündüz saatlerinde veya mehtaplı parlak gecelerde daha fazla şanslıdır.
TAKIM:
Bu tatlısu devi için her çeşit malzemeyi kullanamayız. Başarılı olmak, yakalanan balığı takımı kopartmadan kıyılamak istiyorsak, malzemenin en sağlamını kullanmak zorundayız.
Özellikle beden için, mümkün olduğunca yüksek çekme güçlü misina kullanmak ve her avdan sonra bu yaklaşık 1m lik parçayı ve diğer düğümleri yenilemekte fayda vardır.
Takımı ister makaralı kamışta olsun, ister el oltasında; olta, iri ve sağlam bir fırdöndü ve bunu takip eden, ucunda iğnenin bulunduğu 1m boyunda bir bedenden ibarettir.
Kimi ilişkenli veya uygun olmayan diplerde (çamur, aşırı yosun vs.) stropor veya bir pet şişe ile bu olta askıya alınabilir.
Av Tekniği:
I. Yemli Beden:
Yemli beden olta ile Yayın avında esas olan sabırdır. Yayın uygun yem ile donatılmış oltanızın yanına geldiğinde veya yemi hissetiğinde iş bitmiştir. Ondan sonra, takımın sağlamlığı ve avcının fizik gücü sayesinde, yine sabır ile yol istedikçe vererek, kimi zaman saatler süren karşılıklı inatlaşmanın sonunda, balık kakıçlanarak karaya alınır.
Yayın avcılığında sabırın yanısıra en önemli unsurlardan biri de ses çıkartmamaktır. Yayın balığı sandal ve kıyıdaki titreşimleri alabildiğinden, gürültü yapıldığında daha kuşkucu olan Yayın balığını avlamak güçleşir.
II. Bırakma Olta:
Adından da anlaşılacağı gibi, bırakılıp belli bir zaman sonra kontrol edilen oltadır. Takım kalınlıkları yemli bedene göre daha kalın tutulur. Karada sabitlendiği yerin, çok sağlam olması gerekir. Olta atıldıktan sonra, tam kıyıda kalan kısmına 5-10kg. lık bir taş bağlanır ve arkasından 10-15m. misina sağılarak serbest bırakılır. Bu işlem 2-3 defa tekrarlanır. Amaç yakalanan balığın oltanın kontrol edileceği zamana kadar sürüklediği taşlar ile yorgun düşürmek ve misinanın çektikçe yavaş yavaş gelmesinden dolayı geçecek zaman içersinde kopma riskini azaltmaktır.
Not: Avcılık bilgileri Sn. L. Artüz'ün sitesinden alınmıştır.
Vücut yapıları uzun ve az kısa, genelde yuvarlakça,silindirik ve kalın yapılıdırlar, yılan balığına benzer terleri bulunur. Vücutları genel olarak pulsuz ve bazılarında pula benzeyen kemiğimsi sert plakalar bulunur.
Bazı terlerde uzun bazılarında kısa 1 - 4 çift bıyık vardır. Bıyık yayınların en belirgin özelliklerinden biridir. İngilizce Catfish (Kedi balığı) olan adını uzun bıyıklara sahip olmasından almıştır. Ağızda sıralar halinde dizilmiş ince pek çok diş bulunur. Beslenme alışkanlıkları türe göre farklılık gösterir. Bazı türleri bitkisel gıdalar, bazıları ise canlı balıklarla beslenir. Genel olarak dip balıklarıdırlar ve su dibinde yaşar. Su sıcaklığı 20-30 oC arasında iyi gelişir.
Yayın Balığı; Göllerin ve durgun akan nehirlerin en önemli balıklarındandır.
Denize bağlantısı olan az tuzlu kıyı göllerinde bile rahatlıkla yaşarlar (Büyük ve Küçük Çekmece'de olduğu gibi). Ülkemizde Avrupa yayın balığı yada bayağı yayın balığı (Silurus glanis) ve mezopotamya yayın balığı (Silurus triostegus) olmak üzere iki tür bulunur.
AVRUPA YAYIN BALIĞI (Siluris glanis)
3 metre boy ve 300 kilogram ağırlığa ulaşabilen, eti kılçıksız ve çok lezzetli, ticari değeri yüksek bir balıktır. Yayın balığı uzun ömürlüdür. 100 sene kadar yaşayabilir.
Oksijensizliğe dayanıklıdır. Ilık su balığı olmasına rağmen düşük sıcaklıklarda da hızlı gelişir. Genellikle 2 yılda 0,5- 1,4 kilograma ulaşır. Orta Avrupa havuz koşullarında 3 yılda 2-4 kilograma gelebilmektedir ki bu ağırlıklarda sofralık balık olarak değerlendirilir. Hastalıklara karşı dayanıklıdır. Avrupa yayın balığı yapay yemlere alışabilir ve 2 - 2,2 kg. kuru yemle 1 kg. ağırlık artışı sağlanabilmektedir. Sürü halinde dolaşmaz, sakin sulardan hoşlanır. Gün boyunca yatağında saklanır ve gece olunca sığ kesimlerde avlanır. Su sıcaklığının azaldığı dönemlerde, çukur kısımlarda kışı geçirir.
Saldırgan bir balıktır. çoğunlukla balıkla beslenir. Genç devresinde küçük su hayvanlarını ve karada yaşayıp suya giren her türlü canlıyı yem olarak tüketir. Soğuk mevsimlerin başlamasıyla yem alımı durur, derin yerlere gider.
Doğal üreme için su sıcaklığının 15-20 oC olduğu mayıs-haziran da derinliği 1 metreden az olan sığ bitkilerle kaplı yerleri tercih eder. Bu yerlerde bitkiler üzerine açık sarı renkte ve yapışkan olan yumurtalarını bırakır.
Yayın balıkları üreme yerlerine bir erkek ve bir dişi olarak gelir ve yumurtalar kısım kısım basit yuvalara yumurtlanır. Yumurtaların çapı 3 mm. civarındadır. Erkek balıklar yumurtaları larvalar çıkıncaya kadar korur. Yumurtanın açılımı ortalama 2,5 günde olmakla birlikte su sıcaklığı düşükse bir haftaya kadar uzayabilir. Larvalar yumurtadan çıktıktan sonra 4-5 gün boyunca besin keseleriyle beslenir. Daha sonra serbest olarak dış beslenmeye başlar.
Erkekler 2-3 yılda (1-2 kg.) dişiler 3-4 yaşında cinsi olgunluğa gelirler.
Üreme döneminden önce erkek ve dişiyi birbirinden ayırt etmek oldukça zordur. Üreme safhasının hemen öncesi dişilerin karınlarının şiş olmasıyla cinsiyet ayrımı daha kolay olur.
Kesin bir ayrım için yayın balıkların karın kısmı ayrım yapacak kişiye dönük tutulur. Erkek-dişi ayrımı cinsiyet açıklığının arkasındaki deri çıkıntısına bakılarak yapılır. Bu deri çıkıntısı erkekte daha keskin ve lekeli, dişide ise oval ve daha az beneklidir. Ayrıca büyük balıklarda kafa ve çene köşeliliği diğer bir tanıma özelliğidir. Erkeğin kafası dişininkinden daha köşelidir.
Yayın; benzeyen başka türlerin (kara balık vs) bulunması nedeniyle Avrupa yayın balığı veya bayağı (adi) yayın balığı olarak ta isimlendirilir. Siluridae familyasından olup Avrupa'nın ikinci büyük tatlı su balığıdır. Yassı ve geniş kafası, geniş ağzı, dudaklarından sarkan iki uzun bıyığı ve çenesinden sarkan daha kısa dört bıyığı, kuyruğuna kadar uzanan alt-yüzgeci ve kafasının yakınında bulunan küçücük bir sırt-yüzgeci vardır. Yayın balığı çok iyi duyma kabiliyetine sahiptir. 80-100 yaşına kadar yaşayabilir.
Yayın balığının dişisi kilo başına 30.000 yumurta üretir. Erkek balık, yavrular yumurtalardan çıkana kadar yuvayı korur, bu süre, suyun sıcaklığına göre üç ila on gün arasında değişir.
Yayın balığı büyük, ılık gölleri ve derin, yavaş akan ırmakları tercih eder. Su akıntılarının oluşturduğu mağaralarda ve suya batmış ağaçların yanında barınmayı sever.
Alt dudağın üsttekinden daha öne çıkık durmasından da anlaşılacağı gibi, suyun ortasında ve suyun dibinde beslenir. Suni göllerde de üretilen yayın balığı yenilen bir balıktır. Ama yaşlı balıkların eti tatlı olmadığı için belli bir yaşa kadar yenilmesi gerekir; ozaman tadı dana etini andırır.
Yayın balıkları kuzey hariç Avrupa'nın her yerinde bulunur. Türkiye'de de büyük ırmaklarda ve baraj göllerinde bulunur. Fırat ve Dicle Irmaklarının dışında kalan akarsu ve göllerde yayılmıştır. 3 metreye varan uzunluğu ve 150 kiloya varan ağırlığı ile, mersin balığından sonra Avrupa'nın ikinci büyük balığıdır. Ama bu büyüklüğe ulaşan yayın balıkları çok nadirdir, son yüz yıl içinde, bu büyüklükte balık yakaladığını söyleyenlerin inandırıcı kanıtları yoktur. En son inandırıcı kanıtlar 19. yüzyıldan kalmadır. Yayın balığı ortalama 1,30 - 1,60 metre boyundadır. Bazen iki metreden daha büyüğünü yakalamak da mümkündür. Yakın zamanda yakalanan en büyük yayın balıkları Po ırmağında yakalanan 2,78 metre boyunda ve 144 kilo ağırlığında, Almanya'da yakalanan 2,49 metre boyunda ve 89 kilo ağırlığındaki yayınlardır. Fransa, İspanya ve Yunanistan'da da yaklaşık bu büyüklüklerde yayınlar yakalanmıştır.
Yayın balığı genellikle balıkla beslenir, ama solucan, sülük, böcek ve yengeç de yer. Belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra, kurbağa, fare, sıçan, ördek ve su kıyısında yaşayan kuş türleriyle de beslenir.
Yayın balığı efsaneleri
*1985 yılında iki Yugoslav balıkçı, Tuna Nehrinde balığa çıkarlar. Oltalarına takılan dev yayın balığı onları tekneleri ile birlikte Tuna nehrinin akıntısına karşı 20 kilometre çeker. Nihayet yorulan balığı bir traktörün yardımıyla karaya çekerler; balık 3,5 metre boyunda ve 300 kilo ağırlığındadır.
*Orta Çağdan kalma belgelere göre, yayın balıklarının suya giren küçük çocukları yedikleri olmuştur.
Kanıtlanmış olaylar
*2003 senesinde Almanya'da yaşlı bir kadının köpeği serinlemek için suya girdiğinde, suyun yüzeyinde büyük bir ağız belirir ve köpek bu ağzın içinde kaybolur. Haber Almanya'da bütün gazetelerde ve televizyonlarda yer alır. Alman medyası bu yayın balığına Yakob adını verir.
*Rusyada görev yapmış birinin aktardığına göre bu zamama yakalanan en büyük yayın balığı bir rus köylüsü tarafından ağ ile yakalanmış ve traktör yardımı ile karaya çıkarılabilmiştir. boyu 5.19 mt ağırlığı 321 kg.
MEZOPOTAMYA YAYIN BALIĞI (Silurus triostegus)
Siluridae familyasından bir yayın balığı türü. Mezopotamya bölgesinde, yani Suriye, Irak, Iran ve Türkiyede bulunur. Mezopotamya yayınların üreme zamanları mayıs, haziran ve temmuz aylarındadır.
AVCILIĞI
Çocukluğumuzda Çarşamba (Yeşilırmak) ta yayın avlarken, kendi kendine çözülen oltalar kullanırdık.
Bu oltaların ucuna kocaman bir kurbağa, her biri bir karış boyunda 5-6 adet solucan yada kerevit taktıktan sonra ırmağa atar tüm gece boyu kamp ateşi kenarında bekler, sabah gider oltalardan balıkları alırdık.
Çalışma prensibini göstermek bakımından aşağıdaki çizim fikir verecektir.
Yayın balığı avını; saatler boyu sabır, bir anlık heyecan ve devasa bir ödül olarak tanımlayabiliriz.
Yayın balığı, sürat yapması için yaratılmamış olduğundan, kah gezerek, kah bekleyerek, bıyıkları ile yoklayarak yiyecek arar. Bu arada dipte ölü veya ağır hareket eden canlılar da Yayın balığının besinini oluştururlar. Ancak kimi yörelerde "Tabak" veya "Tabak midyesi" olarak adlandırılan çiftkabuklu, Yayın balığının ana menüsünü oluşturmaktadır. Bunun yanısıra, kan sülüğü, kurbağa ve özellikle sümüklüböcek de, vazgeçemediği besinlerdendir.
Yayın balığı, su sıcaklığının 6-8ºC altına düşmesi ile aktivitesini çok azaltır. En aktif olduğu dönem, 14-18ºC arası su sıcaklığının oluştuğu dönemdir. Daha yüksek sıcaklıklarda da, aktivasyonu göreceli olarak düşer.
Bilinenin aksine, gece ve gündüz beslenmesinde bir fark olmaz. Kısaca gece veya gündüz avcılığı arasında fark yoktur. Ancak, karanlık ve sakin gecelerde bıyıkları vasıtası ile hissedebildiği için, diğer canlılar açısından büyük tehlike oluşturur, bunu bilen Yayın balığı bu tip gecelerde hacim olarak daha fazla besin almaya gayret eder.
Ancak kanıma göre avcı, Yayın balığının daha az av bulabildiği gündüz saatlerinde veya mehtaplı parlak gecelerde daha fazla şanslıdır.
TAKIM:
Bu tatlısu devi için her çeşit malzemeyi kullanamayız. Başarılı olmak, yakalanan balığı takımı kopartmadan kıyılamak istiyorsak, malzemenin en sağlamını kullanmak zorundayız.
Özellikle beden için, mümkün olduğunca yüksek çekme güçlü misina kullanmak ve her avdan sonra bu yaklaşık 1m lik parçayı ve diğer düğümleri yenilemekte fayda vardır.
Takımı ister makaralı kamışta olsun, ister el oltasında; olta, iri ve sağlam bir fırdöndü ve bunu takip eden, ucunda iğnenin bulunduğu 1m boyunda bir bedenden ibarettir.
Kimi ilişkenli veya uygun olmayan diplerde (çamur, aşırı yosun vs.) stropor veya bir pet şişe ile bu olta askıya alınabilir.
Av Tekniği:
I. Yemli Beden:
Yemli beden olta ile Yayın avında esas olan sabırdır. Yayın uygun yem ile donatılmış oltanızın yanına geldiğinde veya yemi hissetiğinde iş bitmiştir. Ondan sonra, takımın sağlamlığı ve avcının fizik gücü sayesinde, yine sabır ile yol istedikçe vererek, kimi zaman saatler süren karşılıklı inatlaşmanın sonunda, balık kakıçlanarak karaya alınır.
Yayın avcılığında sabırın yanısıra en önemli unsurlardan biri de ses çıkartmamaktır. Yayın balığı sandal ve kıyıdaki titreşimleri alabildiğinden, gürültü yapıldığında daha kuşkucu olan Yayın balığını avlamak güçleşir.
II. Bırakma Olta:
Adından da anlaşılacağı gibi, bırakılıp belli bir zaman sonra kontrol edilen oltadır. Takım kalınlıkları yemli bedene göre daha kalın tutulur. Karada sabitlendiği yerin, çok sağlam olması gerekir. Olta atıldıktan sonra, tam kıyıda kalan kısmına 5-10kg. lık bir taş bağlanır ve arkasından 10-15m. misina sağılarak serbest bırakılır. Bu işlem 2-3 defa tekrarlanır. Amaç yakalanan balığın oltanın kontrol edileceği zamana kadar sürüklediği taşlar ile yorgun düşürmek ve misinanın çektikçe yavaş yavaş gelmesinden dolayı geçecek zaman içersinde kopma riskini azaltmaktır.
Not: Avcılık bilgileri Sn. L. Artüz'ün sitesinden alınmıştır.
Yorumlar
NERELERDE BULUNUR?
Yayın balığı tam anlamı ile derin dip yamaçlarının hakimidir. Yaşam alanı olarak derin, dibi çamurlu, hafif akıntı altı yerleri sever. Bu derinde yaşame alışkanlığı balığın boyuna göre hiyerarşik bir durum da oluşturur; balık ne kadar iri ise o kadar derine çekilir. Yayın avında bu nedenle balık bulucu özellikle yeni gidilen sularda önemli rol oynar. Sandalla veya motorla gezilerek dip taranır, derin dip yamaçlarının bulunmasına çalışılır. Genelde bu araştırma sırasında balık bulucuda yayın balığını da görmek mümkün olur. Balık eğer yamacın en derin yerinde bulunuyor ise işiniz zor pek aktif olmayan o anda yemlenmeyi düşünmeyen bir balık var karşınızda demektir. Ama bu konuda da yapılacak bir şeyler vardır altta okuyacaksınız. Eğer balık yamaca doğru çıkışa yakın duruyor ise o zaman daha fazla şansınız vardır. Geceleri avlanmak için sığlıklarda gezinir, parlak güneşli günler yayın avı için uygun değildir. Böyle günlerde gündüz avcılık yapılacak ise gölgelik kıyıları, az güneş alan köşeleri, su bitkili bölgeleri tercih etmek gerekir.
Dibi çamurlu, balçık olan yerler taşlık kırmalık yerlere göre daha fazla yayın barındırır. Kıyıdan avlanmalarda gece avlarında iri balık yakalama şansı olabilir. Sıcak havalarda iyi av verir sığlıklara sokulur, havaların soğuması ile pek aktif olmaz avlanması zorlaşır. En aktif olduğu saatlerin sabahın erken saatleri ile gece geç vakitler olduğu bilinmektedir, tecrübeler gösterir ki sabah oldukça aktif olan ve gayet iyi av veren yayın aynı günün gecesinde pek aktivite göstermez. yani aynı gün içinde ya sabah erken yada akşam geç saatlerde aktiftir, hem sabah hem akşam aynı miktarda vuruş beklenmemelidir.
Ay ve hava durumu kombinasyonu da yayının beslenme alışkanlıklarını etkiler. Genel olarak dolunaydan sonraki yani ayın ikinci çeyreği ve aysız döneme doğru olan zamanda hafif rüzgarlı havalarda daha iyi vuruş beklenebilir, dolunay ve durgun hava vuruşu azaltır. Ayın ilk çeyreğinde de ikincisi kadar olmamakla beraber iyi vuruş beklenebilir. Ayın vereceğiniz tarihe göre durumlarını gaösteren bir internet sitesinin linki ve açıklaması Meteoroloji sayfamızda var. Ama buradaki bilgilerin her zaman istinası mümkündür. İşin özünde yayının sıcakta daha aktif soğukta daha az aktif olduğu en doğru çalışan tespittir. Geri kalan tüm tespitler sadece gözlemler ve tecrübelerden çıkartılan sonuçlardır. Yayın, evet genelde gece avlanır ama bazen gündüzleri de yemlebilir ve gayet iyi av verebilir. Dip balığı olmakla beraber oltanın illa dibe yatırılması gerekmez dibe yakın indirilen yemin de eğer balık civardaysa şansı dipteki yemdem az değildir.
AVLAYALIM
Yayın avı da iki kolda incelenebilir, suni yemlerle yapılan avcılık ve doğal yemlerle yapılan avcılık. Doğal yemlerle yapılanı daha yaygındır. Yayın sürütme ile de avlanabilse de bunu şimdilik burada incelemeyeceğiz.
a. Suni yemlerle avcılık
Yayının suni yemlerle yapılan avcılığı atıp çekme şeklinde uygulanır. Bu avlanma şekli için en uygun dönem ilkbaharda yumurtlamaya kadar olan dönemdir. Kullanılan en yaygın suni yemler döner kaşık, normal kaşık, suni balıklar ve twister (sasi) dir. Balık derinde yaşama alışkanlığında olduğundan suni yemler ağır seçilmelidir. Seçilecek sasi (twister) 10 - 12 cm boyunda açık parlak renkli olmalıdır. Bu sasi ile kullanılacak zoka da doğal olarak ağır akıntı ve derinlik durumuna göre 28 - 40 gr. dan az olmamalıdır. Yukarıda belirttiğim gibi yayını kıyıdan atıp çekme ile avlanmasında balığın boyuna göre derinlikte bulunması amatöre her derinlikte balık yakalama şansı verir.
Döner kaşık olarak Mepps Giant killer tavsiye ederim, hatta bazı durumlarda akıntı ve derinlik etkisi ile buna da ilave kurşun takmak gerekebilir. Renk olarak da parlak renkleri seçmekte fayda vardır.
Misina olarak da makinalı takımda 0,50 misinadan aşağı kullanmamak gerekir. Eğer çok iri balıkların çıkma şansı varsa 0,70 de olabilir ama usta iseniz 0,50 misina yetecektir. Ben 17 kiloya kadar yayın balıklarının olduğu bilinen göllerde genelde 0,35 misina kullanıyorum, bezen de 0,50. İnce misina ile balık çekmek makinanın frenini kullanarak balığa yol (kaloma) vermek sonra tekrar çevirmek, boşalan frenin sesi.... İşte sportif balıkçılık bu, balığa meydan okumak bu; mücadele etmek yükselen adrenalinden sersemlemek. Bu zevki yaşayan bilir, balık avı hastaları gayet iyi anlar. Tabii kamışta bu işe uygun olmalı. Atış kapasitesi 40 - 80 veya 100 grama kadar, 2,40 maksimum 3 metre boyunda bir kamış yeterlidir. Ama bu takım artık ağır takıma girdiğinden kaliteli tercihan karbon bir kamış bulundurmak gerekir. Sıradan ağır seri kamışların kendileri de ağır olacağından kullanan amatör çok çabuk yorulacaktır. Ben DAM Speed Cast 100 - 200 gr, (bazen 200 - 300 gr.) 3,30 kamış kullanıyorum. Biraz uzun olmakla beraber karbon olduğundan hafif, yormuyor; zaten elimde daha uygunu da yok şu anda. Makina olarak 0,45 veya 0,50 mm misinadan 100 m alan atıp çekme yapmaya uygun bir makina yeterlidir. Sürtünme freni olması ise zorunluluktur. Makina olarak deniz avlarında kullanılan orta seri makinalardan atış tipi olanlar (bait casting) en ideal olanıdır. Atıp çekme ile avlanma kıyıdan olabileceği gibi sandaldan da yapılabilir. Sandaldan yapılması daha şanslıdır.
b. Doğal yemlerle avcılık
Doğal yemlerle yapılan asıl yayın avını teşkil eder ve iki şekilde yapılır;
1. Dip oltası
2. Şamandıralı takım
3. Kvok ile avcılık
Yayın herşey yiyicidir. Küçük yayınların sazan için atılmış ekmek takılı oltalara vurduğunu da gördüm. Bazen de sazan, kadife için atılmış, bazen de boili ile yemlenmiş oltaya vurur. Bunun dışında canlı veya ölü olmak üzere kurbağa, kerevit, ufak balık, solucan, kan sülükleri, karaciğer, et, kalamar, her türlü akyem olmaya müsait balık filetosu (yaprak yem) veya parça olarak, ateşte tüyleri ile hafifçe tütsülenmiş ufak kuşlar (serçe) veya tavuk horoz kafaları, komple tavuklar, hatta canlı fare bile yayına yem olarak kullanılır. Ciğer, işkembe ve et güneşte kurutulup hafifçe kokması sağlanırsa daha da iyidir. Solucanlar iğneyi dolduracak şekilde iri olanları seçilerek yandaki resimdeki gibi bolca takılır. Canlı balıklar ya sırtından veya daha iyisi ağzından takılır, bu tür yem daha çok şamandıralı takıma uygundur. Yaprak yem takılacak balıklar pullu ise pulları temizlenmeden takılmalıdır, bütün ölü yem dip oltalarında kullanılmalıdır. Yayının en sevdiği yemlerden biri de kurbağadır, canlı veya ölü hiç dayanamaz, Kurbağa orta boy olarak seçilir ve üçlü iğneye iğnelerin ikisi arka bacaklarının etli kısmına batacak şekilde takılır üçüncü uç aşağı dönük olarak kurbağanın bacakları arasında kalır.
1. Dip Oltası
Ben dip oltası deyince hep aynı düzenin kullanılmasını öneririm. Yani oltadan sonra bir fırdöndü, fırdöndünün hemen üstne bir kurşun ve fırdöndüden sonra beden ve iğne tabii. Bu takımın avantajı balık yemi aldığında misina ortası delikli çalışır kurşun içinden kayaraka balığın oltayı hissetmemesini sağlayacaktır. Ama siz isterseniz, daha farklı takımlar da yapabilirsiniz. Yayın için kullanılacak dip oltası da aynı şekilde olabilir. En fazla 50 kg. a kadar yayın yakalayacağınızı planlayarak takımı yapalım. El oltası kullanacaksınız olta 1,5 veya 2 mm misinadan veya sağlam naylon ipten oluşabilir. Beden minimum 1 mm. daha iyisi çelik ve 30 cm uzunluğunda olmalı. Fırdöndü de balığın büyüklüğüne uygun iri seçilmelidir. İğne 3/0 dan 10/0 a kadar seçilebilir. Üçlü iğne kullanılıyorsa 2/0 - 5/0 boyu iyidir. Kıyıdan atılan el oltası karada çakılan bir kazığa gerektiğinde balığın misina alabileceği şekilde bağlanarak gerdirilir ve bir çıngırak asılır veya balığın vurduğunun anlaşılabileceği şekilde olta işaretlenir. Bundan sonra balığın vurması beklenir. Yem olarak solucan kullanılıyorsa fazla beklemeden tasmalanılabilir, ama başka yemler varsa (canlı yem, kurbağa, yaprak yem gibi) tasmalamadan önce balığın yutmasınını beklemek gerekir. Yayın avı ciddidir ve hatta tehlikeli olabilir. Oltayı asla belinize, bileğinize sarmayın, ayaklarınıza dolanmamasına dikkat edin. Balığın yüklenmelerinde gergin şekilde kaloma verin daha sonra hafifçe zorlayarak çevirin, balığı kullana kullana yorun yorulmayan balığın sudan çıkartılması da oldukça zor olacaktır. Zaten büyük balık yakalamanın başka yolu da yoktur.
Makinalı takım kullanıyorsanız kamış minimum 100 - 250 gr, kapasiteli, makina 050 misinadan 100 metre sarabilecek kapasitede tercihen yem-kontrol-sistemli (bait-runner tipi) makina veya daha da iyisi çıkrık tipi (bak. Oltayı Tanıyalım), misina 045 veya 050, beden tercihen çelik veya oltadan bir düşük kalınlıkta 40 - 60 cm boyunda olmalıdır. Yayın avında kullanılmak üzere olta kısmıında biraz pahalı da olsa, örme misina tavsiye ederim; bu hem atışta kolaylık getirecek hem de daha sağlam olduğundan mesela 0,35 misina ile 30 kilo civarında kopma değeri olacağından gayet iri yayınları rahatlıkla çekebileceksiniz. Beden için en iyisi çelik bedendir örme misinayı bedende tavsiye etmem. Takım karadan atılıyorsa yem dibe indikten sonra kamış desteğe dayanarak olta makine ile gerdirilir yem-kontrol freni açılır ve bir çan asılarak beklenir, veya normal makina kullanıyorsanız ya makinanınn sarma telini açmak ya da sürtünme frenini tam olarak gevşetmek gerekir. Bu iki tür takımı aynen tekneden de kullanabilirsiniz. Yayın için çıkrık tipi makinalar da gayet iyi sonuçlar vermektedir. Tekneden avcılıkta tercihen gölün en derin yerini veya derin dip yamaçlarını bulmakta fayda vardır.
2. Şamandıralı Takım
Yayın için kullanılacak şamandıralı 60 dan 120 grama kadar taşıma kapasiteli ters piramit formlu veya yumurta şeklinde olmalı ve genelde derin suda atıldığından takım kayar bedenli olarak hazırlanmalıdır. Kayar bedenli şamandıranın nasıl hazırlandığını Şamandıralar sayfasında açıkladığımızdan burada tekrar açıklamaya gerek yok. Bu tür avcılıkta da misina kalınlıkları balığın iriliğine bağlı olmakla yukarıda verilen ölçüler kullanılabilir. İğneler üçlü veya tekli olabilir. Tekli iğne olursa, iğne yem balığın alt çenesinden saplanıp üst çenesinden çıkartılmak yolu ile takılmalıdır.
İğne boyu 3/0 - 5/0 olmalıdır, Üçlü iğne ise 2/0 - 3/0 boyunda seçilmelidir, iğne canlı yem balığın ağzından takılabileceği gibi, Turna veya Yemler ve Yemleme sayfalarında anlatıldığı gibi iğnelerden biri yem balığın sırt yüzgecinin altından saplanıp diğer taraftan çıkartılarak da kullanılır. Canlı yem kullanılması etkiyi arttırır. Kullanılacak yem balığın boyu yayın ile orantılı oarak 15 - 25 cm arasındadır. Şamandıralı takım yayın avında özellikle tekneden yaygın olarak kullanılır. Canlı yemin en dibe kadar inmesine gerek yoktur, dipten yukarıda hatta orta sularda bile durabilir.
Yayının yeme yaklaşımı genelde akıntının ters yönünden olur. Bu şekilde yayın akıntı altında kalarak kokuyu daha iyi alır ve hareketleri daha iyi hisseder. Buradaki temsili çizimden de görüldüğü gibi aslında yayın orta sudaki yeme de vurur, ve yayının dipten hareketlenerek yeme yaklaşmasını balık bulucu ekranından seyretmek son derece heyecan vericidir.
3. Kvok ile avcılık
Bu yöntemin Türkiye' de bilindiğine ve kullanıldığına dair bilgi bulamadım ama Avrupalı amatörler arasında yüz yıldan fazladır kullanıldığı sanılmaktadır. Ben Rusya' da Volga nehri deltasında avlanan yerel balıkçılarda gördüm daha sonra yabancı kaynaklı video filimlerde de seyrettim. Kvok aşağıda resmi görülen, daha çok tahtadan yapılan ama resimdeki gibi duraluminyumdan da imal edilen, elle suya vurularak GLUP, GLUP, GLUP sesleri çıkartmaya yarayan bir alet. Sadece resimdeki gibi standart değildir muhtelif şekilde olanları vardır, zaten genelde amatörler bunu kendileri de yapıp kullanmaktadırlar.
Kvok (tokmak) sandaldan avcılıkta kullanmaya uygundur. Genelde iki amatör bulunmasında fayda vardır. Sandaldan oltalar atıldıktan sonra balıkçılardan biri kvok ile suya vurarak GLUP seslerini çıkartmaya başlar. Suya vuruş sırasında resimdeki kvok su içinde bir daire yayı çizer ve çıkışa doğru sesin etkisini arttırmak için bir bilek hareketi yapılır. Yayın bu kvok sesine çok tepki veriyor hatta öyleki en derin yerde yatan hiçbir aktivite vermeyen yayın bile kvok sesine şiddetli tepki vererek hareketlenmekte ve oltaya vurmaktadır. Bazen kvokla suya vurulması sırasında yayının suyun yüzüne çıkıp su yaptığı da görülmektedir. Bu su yapma genelde boyuna uygun, suları gürültüyle şapırdatma şeklinde olmaktadır.
Peki yayın bu sese neden bu kadar tepki vermekte. Bu konuda pek çok teori var ama hemen hemen hepsi içinde, ayrı ayrı, teoriyi çürüten açıklamalar da vardır. İhtiyoloji (balık bilimi) uzmanları özellikle Rusya' da bu konuyu epey inceliyor ama halen tam bir sonuç yok. En son ve aslında belkide akla en yakın açıklama; kvok (tokmak) sesinde insanın duymadığı bir dalga boyunda yayın balığının duyabildiği ve yemlenme arzusunu kamçılayan bir ses olduğudur. Rusya' da balıkçılar arasında yaygın inanış bu sesin yayına kurbağayı hatırlattığıdır; bu nedenle Rus balıkçılar bu av yönteminde yem olarak kurbağa kullanmaktadırlar. Ama aslında dip oltası kullandıklarından balık yeme daha doğrusu kurbağa yeme normalde kurbağanın yaşamadığı derinlikte, kvok sesinden de epey uzakta vurmaktadır. Diğer ülkelerde başka yemlerde kvok (tokmak) ile yaygın olarak kullanılmaktadır.
Nedeni ne olursa olsun yayın bu kvok sesine şiddetle tepki vermekte ve yakalanmasını kolaylaştırmaktadır. Ben bir tane edindim, yani hazır aldım ama yandaki ölçülere göre bu aleti elinden iş gelen amatörler rahatlıkla kendileri yapabilirler.
Gerek sandaldan gerekse karadan avlanmalarda makinalı takım kullanılması durumunda yayını çekmek için "mücadele kemeri" kullanmakta yarar vardır. Genelde açık denizde büyük balıkların avında kullanılan mücadele kemerini tatlı sularda yayın avında da kullanmak son derece normaldir. Mücadele kemeri bele hafif gevşek kalacak şekilde bağlanır, ortasındaki yuvaya kamışın sapı oturtulur. Böylece balıkla mücedele sırasında kamış için hem bir destek sağlanmış olur hem de balık makinanın freni altında kaloma alırken kamışı iki elle tutarak amatörün daha az yorulması sağlanır. Bu tür bir kemerin görünüşü yandaki gibidir, deniz balıkları kısmında büyük balıklar anlatılırken bu konuya tekrar değinilmektedir.
Yakalanan Yayın Balığının Sudan Çıkartılması
Bu iş yayın avının en zor kısımlarındandır. Yayın avına tek başına çıkmak doğru değildir en az iki kişi olması gerekir. İkinci kişi balığın çıkartılmasına yardımcı olacaktır. Balığı yakaladığımızda karada veya kasık çizmeleri ile suyun içinde isek yardımcı, balığın boyu uygunsa ve tabii yeterli büyüklükte kepçe varsa balığı kepçe ile alır. Bu mümkün olmaz ise ya yardımcı, ya balıkçı yakalanan balığı solungaç kapaklarından tutarak karaya çeker; bu işi yardımcı iki elle yaparken balıkçı tek elini kullanmak zorunda kalacaktır, yada olta feda edilecektir. Sandaldan avcılıkta yayın balığı sandalın yanına kadar çekilir, balık uygun boyda ise ya yardımcı ya da balıkçı kakıç yardımı ile balığı sandala alır. Kakıç alt çeneye, ağız içi veya solungaçlar kapakları içine vurulmalıdır. Ama daha sportmence ve heyecan verici olanı balığı elle almaktır. Bu yöntemi usta değilseniz uygulamayın. Eldiven takılan elin baş parmağı oltadaki balığın ağzına sokularak balık alt çenesinden kavranır ve sandalın içine çekilir, 50 kiloya kadar yayınlar bu şekilde sandala alınabilir. Daha büyükleri solungaç kapaklarından kavranarak çekilebilir. Yayını elle sandala alma yöntemini uygularken balığın yorulmuş olması önemlidir. Sandalın yanına çekilir çekilmez balığı elle almaya çalışmak tehlikeler yaratabilir. Mesela yayın kuyruğu ile çok güzel şamar atabilir ve ben buna şahit oldum. Sandalın yanına çekilmiş balığın başına ufak şaplaklar atarak hem dikkatini dağıtmak hem de hafifçe sersemletmekte fayda vardır. Elinize eldiven takmayı unutmayın yoksa yayının zımpara gibi dişleri size uzun zaman o anı hatırlatacaktır. İri balıklarda aslında bu yöntem en iyi yöntemdir; veya balığın boyuna, kilosuna uygun iri bir kakıç da olur.
Yayının eti çok lezzetlidir, kılçığı neredeyse yoktur. tavası, buğulaması çok makbuldur. Genelde derisi soyular. Ama balık çok iri değilse derisi ile birlikte de tavaya atılabilir. Derisini soymak için, balık ağzından takılan solungaçlarından çıkan bir iple bir dala asılır. Keskin bir bıçakla balığın sırtı boydan boya çizilir; daha sonra solungaçların altı da enine çizilip daha önceki çizikle birleştirilir. İki çiziğin birleştiği yerden bıçağın ucu ile kaldırılan deri elle veya pense gibi bir aletle tutularak aşağı doğru çekilir ve deri soyulur. Daha sonra balığın içi temizlenir.